Çizgi film ve romanlarda şeytan sevimli, iyi huylu biri olarak resmedilir ve insanları eğlenceli veya küçük yanlışlar yapmaya iter. Ancak şunu diyebiliriz ki, şeytan sevimli dışında kötü olan her şeydir.
Şeytan kimdir? O, Rabbin zıttı veya karşıtı değildir; çünkü Rabbin eşiti, zıttı olamaz. Rab her zaman var olmuştur ve melekler de dahil olmak üzere, şu anda var olan her şey Rab tarafından yaratılmıştır.
Şeytan (bazen iblis ya da Lucifer olarak da anılır), Rabbe isyan eden bir melektir. O sadece Rabbin değil, insanlığın da düşmanıdır; amacına baktığımızda ne kadar amansız bir düşman olduğunu görürüz. Şeytan, insanları öldürmek, yok etmek ya da köleleştirmek ister. Rab ise bizi bununla ilgili uyarır, “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor.”1
Şeytanın gücü, Rabbin gücüyle kıyaslandığı zaman oldukça gülünçtür. Yine de, insanlar için gerçek bir tehdittir ve bir kişinin hayatını mahvetme kapasitesine sahiptir.
Şeytanın tek bir öncelikli taktiği vardır, o da bizi aldatmaktır. Bütün ulusları, dünyayı ve bireyleri aldatmaya çalışır. Doğruluğu bozar, çarpıtır ve yalanlarında güç barınır.
Dr. Nail Anderson, zekice bir gözlem yapar. Kutsal Kitabın şeytanı üç şekilde tanımladığını söyler:
- Baştan çıkarıcı
- Suçlayıcı
- Yalanların babası
Anderson şeytanla ilgili şöyle yazar, “Eğer seni baştan çıkarak olursam, bunu bilirsin. Eğer seni suçlarsam, bunu da bilirsin. Ama eğer seni kandırırsam, bunu bilemezsin. Şeytanın gücü yalandır. Eğer yalanı ortadan kaldırırsan, gücü de yok etmiş olursun.”
İşte birkaç örnek:
Rab, dem ve Havva’yı tıpkı insanların bugün yapabildiği gibi kendi kararlarını özgürce verebilecekleri şekilde yarattı. Cennet bahçesinde belki de yüzlerce meyve veren ağaç vardı. Rabbin, dem ve Havva’ya verdiği tek talimat, belli bir ağaçtan meyve yememekti. Bu takip edilmesi kolay bir talimattı. Sadece o ağaçtan meyve yememeleri gerekiyordu, yoksa öleceklerdi. Yeterince basitti.
Yine de şeytan, dem ve Havva’yı “Bu meyveyi yerseniz kesinlikle ölmeyeceksiniz.” diye ikna etti. Bu ilk yalandı ve daha da ileri giderek, “Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”2 dedi.
Şeytan, Havva’yı aldattı ve Rabbin onlardan harika bir şey sakladığını, bu meyvenin onları aynı Rab gibi yapacağına ikna etti. Bu çok güzel bir şeydi, tabii gerçek olsaydı… dem ve Havva, Rabbin onlara söylediklerindense şeytanın yalanına inanarak korkunç sonuçlara neden oldu. Şeytan tam olarak böyle çalışır. Birilerine zarar vermek için geçekliği çarpıtır.
Şeytanın en büyük arzusu insanları Rabden uzaklaştırmaktır. Ya insanların Rabbin varlığını inkâr etmelerine sebep olur ya da Rab ve karakteri hakkında yalanlar söyler. Buna bir örnek vermek gerekirse:
Rab defalarca bize olan sevgisini beyan eder. “… Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim, bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.”3 “Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.”4 “Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize “Tanrı’nın çocukları” deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba’yı tanımadığı için bizi de tanımıyor.”5 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.”6
Peki, şeytan ne der? “Rab, seni sevmiyor. Hayatındaki tüm sorunlara bak. Eğer Rab seni sevseydi, bu sıkıntıların hiçbiri olmazdı.” Bunlar kulağa ikna edici geliyor olabilir.
Bütün insanlar sorun yaşar, bu hayatın bir parçasıdır. Şeytanın sana söylemeyi ihmal ettiği şey, Rab ile bir ilişkin varsa ve O’na gerçekten bağlıysan, Rabbin sana sorunlarında yol göstereceğidir. Her şeyi kendi başına omuzlamana veya çözmene gerek yoktur. Rab, sen problemlerin ortasında sıkışıp kaldığında sorunlarını çözebilmen için sana bilgelik ve gerçek güç verir. Sadece bu da değil, biz zorluklarla karşılaştığımızda Rab şöyle der, “… size kendi esenliğimi veriyorum.”7 Neden? Çünkü, biliriz ki, Rab güvenilirdir.
Rab olmadan, dünyayı anlatan biri “umutsuz” olarak tanımlar ve bu Rabbin bizim için arzusu değildir.
Şeytan seni yalnızca Rabbin iyiliği hakkında aldatmaya çalışmakla kalmaz, aynı zamanda seni Rabbe karşı karalamaya çalışır. Şeytan, bunu Job adı altında bir adamla yapmaya çalışmıştır. Eğer Job acı çekerse daha önce hiç yapmadığı halde Rabbe lanet edeceğini söyler. O seni zayıflatmaya ve Rabden önce kınamaya çalışır.
Ama sadece bu da değil, şeytan iftira ve kınamalarını sana doğru çevirir. “Rab seni istemiyor, asla yeterince kutsal olamayacaksın. Hayatındaki tüm hatalara, başarısız olduğun şeylere bak. Rab seni bu şekilde asla kabul etmez ve istemez. Asla başaramayacaksın.” diyerek seni ikna etmeye çalışır.
Her zaman olduğu gibi, bu dedikleri de yalandır. Çok açıktır ki, Rab tarafından kabul edilmek için “iyi” olmaya, Rable bu ilişkiyi sürdürmek için de “günahsız” olmaya ihtiyacımız yoktur.
İsa Mesih, Şeytana şöyle der, “Siz babanız İblis’tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır.”8
Şeytan ve Rab arasındaki zıtlık çarpıcı derecede büyüktür. İsa Mesih şöyle der, “Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.”9
İsa Mesih kendisine inananlara şöyle der, “Eğer benim sözüme bağlı kalırsanız, gerçekten öğrencilerim olursunuz. Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi.”10
Şeytan tarafından aldatılmak yerine, Rabbin kendisiyle, senin yaşamınla ve ilişkiler hakkında gerçekten ne söylediğini öğrenmek için bir fırsatın var. Şeytan seni aldatmacasında köleleştirmek isterken, Rab neyin gerçek olduğunu bilmeni, özgür olmanı ve gerçek yaşamı deneyimlemeni ister.
Bir yalancı ve suçlayıcı olmasının yanı sıra şeytan, “Hadi devam et, bir taneden bir şey olmaz. Kimse bunu yaptığını öğrenemez. Kimseye zarar vermiyorsun ve çok daha iyi hissedeceksin.” gibi yalanlar söyleyerek insanları köleliğe ve bağımlılıklara çeker.
Rable bir ilişki kurmaya karar verdiğinde bile şeytan aklını çelmeye çalışacaktır. Hala özgür iradeye sahip ve istediğin kararı vermekte özgürsündür. Ancak birçok durumda, neyin doğru olduğunu ve Şeytanın yalanlarına yenik düşmenin olasılığının daha az olduğunu, çaresiz, kafası karışmış veya korku dolu olduğunu hissetme olasılığının daha düşük olduğunun bilincinde olursun. Ek olarak, Rab sana yardım eder.
Kutsal Kitap şöyle diyor, “Herkesin karşılaştığı denemelerden başka denemelerle karşılaşmadınız. Tanrı güvenilirdir, gücünüzü aşan biçimde denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır.”11
Şeytan kimdir? Baştan çıkarıcı, suçlayıcı ve yalancıdır. Amacı insanları Rabden uzak tutmaktır, böylece sadece şeytanı dinler, isyanına katılır ve yıkım yaşayabilirler. Şeytanın Rab ve senin hayatın hakkında söylediği hiçbir şey doğru değildir.
Rab, seninle ilişki kurmak ve O’nun sevgisini deneyimlemeni istiyor. Seni karanlıkta, karmaşada yaşaman için değil, doğru olanı bilmen için yarattı. İsa Mesih şöyle diyor, “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”12
Rab ile böyle bir ilişkiyi nasıl kurabileceğini merak ediyorsan, aşağıda linki yer alan “Tanrı’ya Ulaşmak” makalesini okuyabilirsin:
https://www.tanriyitanimak.com/konular/ulasmak.html
► | Tanrı'yla arkadaşça bir ilişki başlatmaya ne dersiniz? |
► | Bize e-mail ile ulaşın… |
Dipnotlar: (1) 1. Petrus 5:8 (2) Yaratılış 3:4-5 (3) Yeremya 31:3 (4) 1. Yuhanna 4:10 (5) 1. Yuhanna 3:1 (6) Yuhanna 3:16 (7) Yuhanna 14:27 (8) Yuhanna 8:44 (9) Yuhanna 10:10 (10) Yuhanna 8:31 (11) 1. Korintliler 10:13 (12) Yuhanna 8:12